15 Temmuz 2017 Cumartesi
Jose Saramago-Kabil
Kabil, 1998 Nobel Edebiyat Ödüllü Jose Saramago'nun ölümünden önce yazdığı son romanı. Bu roman yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açmıştır, çünkü Saramago diğer romanlarında da olduğu gibi din konusunda son derece farklı yargılara yer vermiştir Kabil'de. Hatta bu yüzden bir dönem yapıtları Portekiz hükümeti tarafından sansürlenmiştir.
Saramago bu romanında insanlığın en eski hikayelerinden olan Adem ile Havva kıssasını esas almıştır. Romanın arka kapağındaki ifadeleri olduğu gibi buraya naklediyorum: "Adem ile Havva'nın oğlu, kardeş katili, 'sürgün ve gezgin' Kabil'le çıkılan bu yolculuk, Eski Ahit'in loş ve tekinsiz diyarlarında, zaman ve mekan kavramlarını altüst ederek süreğen bir şimdiki zaman içinde, edebiyatla felsefenin kesiştiği dar alanlarda dolaştırıyor okuru."
Adem ile Havva'dan Habil ile Kabil'e, İbrahim'den Eyüb'e, Lilith'ten Nuh'a, romandaki karakterlerin hepsi kadim şahsiyetlerden oluşuyor. Romanda tanıdığımız karakterlerin dışında bir de Kabil'in eşeği var ki, adeta zaman makinesi gibi Kabil ile oradan oraya gidiyor. Ve en önemlisi bütün bunların başında Efendi Tanrı var ki, yazar zaman zaman Kabil aracılığıyla Efendi'nin adalet ve yargı sistemini eleştiriyor.
İlk olarak Habil ile Kabil kıssasından bahsedelim. Bu kıssa Kuran ile Kitab-ı Mukaddes yani Kutsal Kitap arasındaki ortak kıssalardan bir tanesidir. Habil ile Kabil, kutsal kitaplarda ilk insan olarak kabul edilen Adem ile Havva'nın oğullarıdır. Habil Efendi tarafından takdir gören, onaylanan ve övülen evlat iken, Kabil Efendi'yi hiçbir zaman memnun edememiştir. Efendi Habil'e meslek kazandırma amacıyla hayvanların bakımı görevini verir, Kabil ise bağ ve bahçelerin bakımıyla ilgilenir. Bir süre sonra her ikisi de yaptıkları işlerden verim almaya başlarlar. Bir gün Adem oğullarını yanına çağırarak, ürettiklerinden Efendi Tanrı'ya bir hediye götürüp ona şükretmelerini söyler. Habil en güzel koyunlarından birini Efendi için kurban ederek ona götürür, Kabil ise en çürük meyvelerden bir sepetle Efendisine şükranlarını sunmaya gider. Efendi'nin Habil'in hediyesini büyük bir memnuniyetle kabul etmesi Kabil'in içinde büyük bir kıskançlığa sebep olur ve kardeşini öldürür. Daha sonra bu yaptığından büyük bir pişmanlık duymasına rağmen, kardeşini geri getiremeyeceği için onu gömmeyi akıl eder. Böylece Kabil dünya tarihindeki ilk katil olur. Daha sonra Kabil Tanrı tarafından lanetlenir ve onun laneti evinden uzakta zamansallık ve mekansallık olmadan yolculuk etmektir.
Romanda Kabil bu yolculuğu sırasında Sodom, Babil gibi yerlerden geçip, Nuh, İshak, Lut gibi peygamberleri görmüş, insanlık tarihindeki önemli olaylara tanıklık etmiştir. Yazar, Kabil aracılığıyla dünyada insanların başlarına gelen olayları sorgulamakta ve her seferinde "“Efendi”, bunca ölümün ve kötülüğün bilgisine sahipse, bunların gerçekleşmesine neden izin veriyor?" sorusunu sormaktadır. Örneğin İshak Peygamber'in babası İbrahim tarafından Tanrı için kurban edilişi sırasında Kabil'in son anda gelip buna engel oluşu ve bunun ardından İshak ile babası İbrahim arasında geçen konuşmada, İshak'ın kendisini neden öldürmek istediğini babasına sorması, babasının da bunu Tanrı'nın istediğini belirtmesi ve ardından gelen "Baba, Efendi'n neden beni öldürmek istiyor ki?" sorusunun cevapsızlığı. Burada Saramago, kendi sormak istediği soruyu İshak aracılığıyla sormaktadır bir nevi.
Başka bir örnek olarak Sodom şehrinde geçen olayları verebiliriz. Sodom şehri, erkeklerin eşcinsel yönelimleri dolayısıyla lanetlenmiş bir şehir olarak bilinmektedir. Efendi Tanrı bu erkekleri lanetlemek amacıyla olduğu gibi Sodom şehrini altüst etmiştir, tabii şehirdeki masum kadın ve çocuklarla birlikte. Saramago yine bu olayda da Kabil sayesinde durumu sorgulamaktadır.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman Kabil'in -dolayısıyla Saramago'nun- aslında bu yolculuğunda bazı sorunlara parmak bastığını, dikkat çekmeye çalıştığını ve daha önce de söylediğimiz gibi, kendi fikirlerini, eleştirilerini bu olayları yeniden kurgulayarak aktarmaya çalıştığını söyleyebiliriz.
Kabil romanı, içerdiği eleştiriler ve sorgulamalar sebebiyle her kesimden insanın bayılacağı bir kitap değil. İşlediği konular ve bunlara getirdiği bakış açıları itibariyle bazı düşünceleri yerinden sarstığı bir gerçek. Ama genel olarak baktığımız zaman, Nobel ödüllü yazarın düşüncelerini belki de birebir yansıtan bu roman, edebi çerçevede ele alındığında gayet başarılı dersek yanlış olmaz. Benim son zamanlarda okumaktan keyif aldığım en güzel kitaplardan biri olan Kabil'i, özellikle bu tarz konulara ilgisi olan herkese öneriyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sadık Hidayet-Hacı Aga
Hacı Aga Sadık Hidayet ‘in dünyasına girdiğim ilk kitap değil, ama belki de benim için en etkilisi oldu diyebilirim. Daha önce Kör Baykuş...
-
Hacı Aga Sadık Hidayet ‘in dünyasına girdiğim ilk kitap değil, ama belki de benim için en etkilisi oldu diyebilirim. Daha önce Kör Baykuş...
-
Yeniden merhaba! Haziran ayında okumayı planladığım ilk kitap Sevgi Soysal'ın Yürümek adlı romanıydı. Bu kitap benim Sevgi Soysal ile ta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder